“Evinde bulunduğu kadın, onunla birlikte olmak istedi. Kapıları iyice kapattı ve “haydi gel!” dedi. O da “Hâşâ, Allah’a sığınırım! Kocan benim velinimetimdir, bana iyilik edip evini açtı. Gerçek şu ki zalimler iflah olmaz!” dedi.” (Yusuf, 23)
Efendimiz (as) bir adamdan, bir babayiğitten bahsediyor. Hanımefendi kardeşlerimden özür dileyerek anlatıyorum:
O babayiğit; güzellik, şan şeref sahibi, soylu soplu bir kadın; kötü yola düşmüş bir kadın değil bilakis soylu soplu, şan şeref sahibi bir kadın bile kendisini bir kötülüğe davet etse “Ben Allah’tan korkarım!” diye o tarafa bakmayan kişidir ve Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenecektir.
Yusuf (as) gibi!
“Evinde bulunduğu kadın, onunla birlikte olmak istedi. Kapıları iyice kapattı ve “haydi gel!” dedi. O da “Hâşâ, Allah’a sığınırım! Kocan benim velinimetimdir, bana iyilik edip evini açtı. Gerçek şu ki zalimler iflah olmaz!” dedi.” (Yusuf, 23)
Allah’a sığınırım ben böyle bir şey yapmaktan. Ben Allah’tan korkarım, Allah’a vereceğim hesaptan korkarım. Ben Hz. Peygamber (as)’ın “Bir adam mümin kalarak zina edemez!” ifadesini hatırlarım. “Nasıl böyle bir şeye meyledebilirim” der. Allah korusun. Kendisini inandırmaz ve kandırmaz. Yaptığı en çirkin fiili “kaçamak” ,“yaramazlık”, ”çapkınlık” vb. kelimelerle önemsiz gösterip fuhşa, çirkinliğe ve ahlaksızlığa kapı açmaz. Ben Allah’tan korkarım der.
Efendimiz (as) geçmiş kavimlerden bir hadise anlatıyor bize:
Sizden önceki milletlerde üç arkadaş yola çıkmışlardı.
Akşam saatleri olunca geceyi geçirmek için yolun kenarındaki bir mağaraya sığındılar.
Onlar mağaradayken belki bir zelzele, belki de bir heyelanla yer kayması oldu.
Büyük bir kaya mağaranın girişini kapatacak şekilde kaydı.
Hiçbir şekilde dışarıya çıkma imkanı kalmadı.
Mağaranın karanlığında kaldılar üç kişi.
Bir kendileri, bir de Rableri. Seslerini duyuracak kimseleri de yok. Dağın içinde kaldılar tabiri caizse.
Aralarında nasıl kurtulacağız diye konuştular.
Dediler ki, insan gücüyle buradan kurtulmamız mümkün değil.
Gelin sırayla Rabbimize dua edelim.
Dua ederken de daha önce yapmış olduğumuz salih bir amelimizi gösterelim, ortaya koyalım.
Allah’ım yapmış olduğumuz bu işimizin, hayrımızın, amelimizin hatırına sen bizi buradan kurtar diye dua edelim.
Kurtarırsa Allah kurtarır, başka çaremiz yok.
Peki dediler, sırayla dua etmeye başladılar.
Bir tanesi dedi ki; “Allah’ım anne babama ben bakıyordum. Akşama kadar çobanlık yapıyorum, akşam getiriyorum koyunlarımı, sütlerini sağıyorum. Anne babamın yemeğini yediriyorum. Her gün yaptığım iş bu, anne babama hürmet ediyorum. Günün birinde daha otlak yerlerde otlatayım diye uzaklaşmışım köyden. Geri dönünceye kadar hava karardı. Süt sağdım, hazırladım. Geldim ki anne ve babam uyumuşlar. Elimde süt, bekliyorum. Anne babam uyumuş, çocuklar da yemeklerini yememişler. Anne babamı uyandırmaya kıyamadım. Anne babama yedirmeden de çocuklara yedirmek işime gelmedi. Onu da yapmak istemedim. Önce anne babama hizmet etmeliyim diye. Uyanıncaya kadar bekledim ya Rabbi. Bu yaptığımın senin katında bir karşılığı varsa bizi buradan kurtar.” dedi.
Efendimiz (as) buyuruyor ki, kayada hafif bir sarsıntı oldu ama çıkacak kadar değil, hafif bir ışık gözüktü.
Diğeri dua etmeye başladı.
“Allah’ım bir işim için, işçiler tuttum. İş bitti, ücretlerini verdim. Bir tanesi bana gözükmeden yapmış olduğu işin ücretini almadan çekip gitmiş, ücretini ödeyemedim. Bu bana helal değildir diye onun ücretini bir kenara ayırdım. Para değer kaybetmesin diye de onlarla koyun satın aldım. Yıllar geçti, onun parasıyla aldığım koyunlar çoğaldı. Bir sürü oldu neredeyse. Uzun yıllar sonra bir adam çıktı geldi. Dedi ki: “Ey filan! Ben taa filan zamanda senin yanında işçi olarak çalışmıştım, ücretimi almadan gitmiştim. Ücretimi öde bana” dedi. Onun sürüsünü ayrı tutuyordum, bu sürü senin dedim. Benimle dalga geçme dedi. Yok dedim senin paranı sermaye yaptım, işte bunlar senin parandan elde edilen sürü. Ya Rabbi vallahi bir tanesini bile bana bırakmadı, hepsini aldı gitti. Ben de hiç sesimi çıkarmadım. Bunun senin katında bir karşılığı varsa bizi buradan kurtar” dedi. Birazcık daha açılma oldu. Ama yine çıkacak kadar değildi.
Olayın böyle hikâye tarzında anlatılması bize ders vermek içindir. Sadece Rabbimizin rızasını kazanmak için yaptıklarımızın bizim karşımıza mutlaka çıkacağını hatırlatmak içindir. Onun rızasını kazanmak için yapıp da unuttuklarımızı Allah’ın unutmadığını bilmemiz içindir. Dünyada olmazsa ahirette ecrini mutlaka bize vereceğini öğretmek içindir.
Üçüncüsü de diyor ki “Amcamın bir kızı vardı, yeryüzündeki kadınların en sevgilisi bana oydu. Bir erkek bir kadını ne kadar çok severse onu o kadar çok seviyordum. Onunla beraber olmak istedim, haya sahibiydi uzaklaştı benden. Bir gün zor duruma düşmüş, borç istemek için geldi. Benden borç istedi, istediğim fırsat ayağıma kadar gelmişti. Sana borç veririm ama benim olman şartıyla dedim. Çaresizlikten kabul etti. Parayı verdim, istediğimi yapacakken bana dedi ki:
Allah’tan kork!
Ben çaresizlikten bu işe razı oldum ama bu yaptığın haram.
Yaptığın yanlış, Allah’tan kork, Allah’ın izin vermediği işi yapma dedi.
Vallahi bütün imkanlar hazırken yapmadım Ya Rabbi.
Senden korktum ve geri çekildim.
Eğer bu yaptığım senin katında kıymetliyse bizi buradan kurtar.” dedi.
Hepsinin çıkabileceği kadar genişlikte bir yer açıldı ve yürüyüp gittiler.
Kim Rabbi’nin makamından korkarsa, kim onun huzuruna çıkacağı günü düşünerek günahlardan uzak kalırsa, kim beni gören Allah var, yaptığım her işin, söylediğim her sözün, yuttuğum her lokmanın hesabını soracak Allah var diye inanır ve ona göre yaşarsa onun barınağı, sığınağı cennettir. (Naziat; 40-41)
Onun varacağı yer cennettir.
Kendimizi kandırmayalım, kelimeleri mecrasından çıkarmak suretiyle, zinanın adını yaramazlık, kaçamak, çapkınlık koymak suretiyle Allah’ın haram kıldığı yollara gitmeyelim.
"Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur." (İsra; 32)
Zina yapmayın demiyor Allah. Yaklaşmayın bile, bakmayın bile, tutmayın bile. Bu çok çirkindir ve çok kötü bir yoldur. Şan şöhret sahibi bir kadın bile kendisini kötülüğe, günaha davet etse ben Allah’tan korkarım diyen adam Allah’ın arşının gölgesi altında gölgelenecektir.
Rabbim arşın gölgesine sığınanlardan, arşın gölgesinde yer bulanlardan olabilmeyi nasip eylesin.
0 Yorum Yazılmış.