Kıranşeyh

Kıranşeyh köyü hikayeleri

Kıranşeyh köyü hikayeleri
Kıranşeyh köyünde anlatılan mahalli hikayeler hakkında genel bilgilendirme

Ayı ile Adam:
Adamın biri ava gitmiş, ormanda bir geyiğe rastlamış bunun peşinden giderken yedi tane köy geçmiş. Bir türlü geyiği vuramamış dönüşte dördüncü köye geldiğinde dağın tepesinde bir ayı görmüş. Kendisini yere atıp saklanmış ayı bunu görerek adamı kucaklamış, ve inine götürmüş.

Adam iki üç saat sonra ayılmış. Ayı dışardan et ve yiyecek değişik şeyler bularak adama yedirmiş. Adam eliyle ekmek istediğini işaret etmiş ve ayıda ekmeği bularak adama getirmiş. Adam ve ayı birlikte yiyip içerek dost olmuşlar.

Diken ile Güller:
Bir zamanlar bir yerde iki köy varmış, bu köylerin birisinde Müslüman halk ,diğerinde de gayri Müslimler yaşıyormuş. Bu iki köyden iki genç birbirlerini seviyorlarmış; lakin iki tarafın aileleri de birbirlerine kız alıp vermezlermiş. Ancak, bir gün oğlan ailesini kızı istetmeye razı etmiş; fakat kızın ailesi buna karşı çıkmışlar ve kızı vermemişler. Oğlan bu durumda kızı zorla almış. Kızın ailesi, kızın giymiş olduğu paltoya büyü yapmışlar. Bu durumu oğlanın akrabaları öğrenmişler ve kız ile oğlan evlendikten sonra bunları uyarmışlar; "sakın paltonun düğmelerini açma!" demişler. Bir müddet sonra kız ile oğlan bunu unutmuşlar ve düğmeleri açmışlar, o anda ikisi de kül olmuşlar. Oğlan tarafı kız ile oğlanı kül halinde toprağa gömmüşler. Bu toprağın üzerinde iki gül bitmiş, aralarında ise birde diken varmış, rüzgar estikçe bu iki gül fidanı birbirlerine kavuşamamışlar. Yani nasıl dünyada iki genci ailesi ayırdıysa, toprakta da diken onları ayırmış.

İki Kardeş:
Köyün birinde Yusuf ve Fatma isminde iki kardeş varmış, bunların başında da bir üvey anne varmış. Bu kadın, kız çocuğuna çok eziyet eder ve her gün eline bir çok yün verip eğirmesini istermiş. İki kardeş bu eziyetten bıkıp evden kaçmışlar. Yolda giderlerken Yusuf çok susamış ve kardeşine söylemiş. Görünürde çeşme olmadığından, yerde yağmur birikintisi sudan içmek zorundaymış.

Kardeşi Fatma:

- "A Kardeşim, sığır izinden içersen sığır olursun, şayet geyik izinden içersen geyik olursun" demiş.

Yusuf susuzluğa dayanamamış ve geyik ayağı izinden suyu içmiş, arkasından hemen geyik oluvermiş. İki kardeş bu şekilde yola devam ederken, gölgeli bir pınarın yanına varmışlar. Güzel kız yaşlı bir atlının geldiğini görünce, pınarın yanındaki kavağın tepesine çıkmış. Yaşlı adam atını sulamaya yaklaştığında, at bir türlü suya yanaşmazmış. Yaşlı adam daha sonra suyun üstünde güzel kızın gölgesini görmüş. Kıza in aşağı demiş fakat, kız inmezmiş. Adam başlamış elinde balta ile ağacı kesmeye, fakat ağaç tam yıkılacağı sırada akşam olurmuş geyik de gece bu ağacı yalaya yalaya bütünleştirirmiş. Bu sefer adam kızın yanına yaşlı bir kadın göndermiş. Kadın elinde bir kazan ile gelmiş ve suyun akan kısmına ters koymuş. Kız ise, "teyzeciğim kazanı, ters koydun" demiş. Kadın anlamazlıktan gelip, "Kızım gel de şunu göster" demiş. Kız aşağı indiği sırada, adamla kadın, kızı yakalamışlar. Kız kimsesiz olduğunu ve kalacağı yerin olmadığını söylemiş. Yaşlı kadınla adam, kızı evlerine götürmüşler. Tabi ki kız, kardeşi geyiği de yanında götürmüş. Gel zaman git zaman derken, kız yakışıklı bir gençle
evlenmiş. Fakat bu gencin iki tane de karısı varmış. Güzel kız bir müddet sonra hamile olmasıyla birlikte, diğer kadınlar hamama gidelim demişler. Hamamda yıkanırlarken, kadınlar kızı suya atmışlar. Suda da büyük bir balık, kızı yutmuş. Bunu kızın kardeşi geyik görmüş. Bu yüzden de kadınlar kocasına bir yalan uydurup geyiği yemek istemişler. Kadın kocasına her tarafının ağrıdığını, şayet geyik eti yerse iyileşeceğini söylemiş. Geyiği kesmeye karar vermişler ve hamamın yanına götürmüşler. Tam kesecekleri sırada, geyik dile gelmiş ve "Bıçaklarım bilendi, kasaplarım kollarını sıvadı, a Fatma'mız kardeş kardeş" demiş. Kız da balığın karnından: "Sarı saçım belinde, kızıl kundağım elimde, a Yusuf'um kardeş kardeş" demiş. Bunu duyan kızın kocası, hemen balığın karnını yarmış ve kızı kucağında bebeğiyle kurtarmış. Kadınlara da ceza olarak sormuş, "Kırk satır mı istersiniz, kırk katır mı?" diye. Kadınlarda satırı ne edelim, kırk katır alıp satar satar harcarız diye düşünmüşler. Tam tersi olmuş ve kırk katırın arkasına ayaklarından bağlanmışlar sonrada katırları koşturmuş.
Puan Puan Puan Puan Puan
Kıranşeyh Site Yöneticisi
Kıranşeyh isimli üyenin profil resmi

DESTEKLERİMİZ SEPETTE - Kalplerimiz afet bölgesinde